BOYALI ÇAKAL ♫


 
Bir zamanlar sinsice dolanan bir çakal içi boya dolu bir kazana düşmüş. Bütün vücudu bir güzel boyaya bulanmış.

Eve döndüğünde bütün arkadaşları şaşkınlıkla, “Bu ne hal? Başına ne geldi böyle?” demişler. Çakal, soruları duymazdan gelmiş, boyalı kuyruğunu dalgalandırarak “Dünyada benim kadar zarif bir yaratık var mıdır acaba, sorarım size?” diye karşılık vermiş arkadaşlarına. “Bana bir bakın! Bir daha hiç kimse beni ‘çakal’ diye çağırmaya kalkışmasın.” Arkadaşları, “Eeee, ne diye çağıracağız peki?”, diye sormuşlar. Mavi gökyüzünün ihtişamı altında, kasım kasım kasılarak yürüyen çakal, “Tavuskuşu,” demiş, “bundan böyle beni tavuskuşu diye çağıracaksınız,” demiş. “Ama,” demiş arkadaşları, “bir tavuskuşu kuyruğunu harika bir şekilde açabilir. Sen kuyruğunu açabilir misin öyle?” “Hımmm, hayır, öyle yapamam,” demiş çakal. “Ve bir tavuskuşu,” diye devam etmişler, “hoş bir ezgili ses çıkarır. Sen hoş bir ezgili ses çıkarabilir misin?”
“İtiraf etmeliyim ki”, demiş oyunbaz çakal, “onu da yapamam.” “O zaman bir çakal değilsen bile, bir tavuskuşu da olmadığın gün gibi ortada,”diye cevabı yapıştırmış diğer çakallar.

Ve çakal olmadığını iddia eden çakalı, “Madem çakal değilsin, aramızda işin yok,” diyerek aralarından kovmuşlar.



Çeviren: Kadir Duhan Yiğit
Editör: Nuray Önoğlu
Pakistan masalı
Dinlemek için: https://soundcloud.com/user-302411354/boyali-cakal-seslendiren-mehmethan-erol

Comments

Popular posts from this blog

BİR GÖZ, İKİ GÖZ, ÜÇ GÖZ ♫

GEYİK PRENS VE KIZ KARDEŞİ

KRİSTAL KÜRE